Front Page › Forumlar › Kamu Yönetimi Çalışma Alanları › Yönetim Bilimleri › Weberyan Bürokrasi › Yanıtla: Weberyan Bürokrasi
Kurucusu, Alman İktisatçı ve Sosyolog Max Weber’dir. Bu yüzden “Weberyan Bürokrasi” de denir. Bürokrasi kökenini latince “burra” ve “kratos” sözcüklerinin birleşimiyle almıştır. “Burra”, masaları örtmede kullanılan koyu renkli kumaş ve “kratos” egemenlik anlamına gelmektedir. Yani buradan “masa örtülerinin yönetimi” anlamı çıkar. Weber tipi bürokrasi genelde devlet yönetiminde gördüğümüz bir yapılanmadır. Fakat birtakım özel şirketlerde de bürokrasi vardır. Bürokrasinin temelini Max Weber atıyor ama daha sonra üzerine çalışmalar yapılıp birçok bürokrasi kuramı ortaya çıkıyor. Weber, “Ekonomi ve Cemiyet” adlı eserinde; bir yerde fazlaca insan topluluğu ve buna bağlı olarak karmaşık ilişkiler bulunuyorsa, burayı sistematik bir şekilde yönetebilmek için zorunlu bir şekilde rasyonel olarak hareket edilmesi ve düzenli bir teşkilatlandırma yapılarak uygulanması gerektiğini söyler. Weber, bürokrasiyi ortaya koymadan önce Geleneksel, Karizmatik ve Yasal Ussal şeklinde üç tane egemenlik(otorite) tipi tanımlıyor ve bürokrasiyi bunlardan birinin üzerine inşa ediyor. Geleneksel Otoritede bir kişinin yönetime geçmesi için geleneklerden gelen bir izine, aileden gelen bir hakka (babadan oğula anlayışı ) sahip olması gerekir. Monarşi,padişahlık vb. buna örnek verilebilir. Karizmatik Otoritede kişi bu hakkı aileden değil, kendi kişisel karizmasından, sahip olduğu yeteneklerden elde eder. Burada Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek verebiliriz. Yasal Ussal Otoritede de egemenlik; kanunlar, yasalar tarafından verilir. Buna Cumhurbaşkanı’nın, Bakanların vs. hukukun verdiği yetkiyle halk tarafından seçilmesini örnek gösterebiliriz. Weber bürokrasiyi Yasal Ussal Otorite üzerine kuruyor. Çünkü bürokrasi de yasalara bağlı şekilde yürür. Weber’e göre bürokratik bir idarede; görev ve faaliyetler önceden belirlenmiş kurallara bağlıdır ve buna göre şekillenir. Yetkiler sınırlı, idari konular birbirinden ayrılmıştır. Hiyerarşik esaslara göre örgütlenir, her şey yazılıdır. Memurun kişiliği ile işgal ettiği makam birbirinden ayrıdır. Saygı kişiye değil makama gösterilir. Buna uyulmazsa hiyerarşi zarar görür ve örgüt işleyemez hale gelir. Üstlerin her zaman denetleme yetkisi olduğu için astların dosya tutma zorunluluğu vardır. Yine Weber’e göre bürokratik bir idarede dakiklik, süreklilik, disiplin, güvenlik, çabukluk, belgesellik ve gizlilik esastır. Weber tipi bürokraside uzmanlaşma yönüyle memurlar bilgi ve yeteneklerine göre görevlere yerleştirilir ve bu özelliklerine göre terfi ve tayin edilebilir, düzenli bir hiyerarşi ile örgüt yapısı sağlamlaşır, düzenli olan sistemin devamıyla belirsizlikler ortadan kalkar ve olayların önceden tahmin edilebilirliği artar. Karar ve hükümler objektif kriterlere göre verildiği için rasyonellik sağlanır ve bu kararların herkese eşit bir şekilde uygulanmasıyla demokrasi oluşur. Weberyan Bürokrasi üzerine birtakım eleştiriler olmuştur. W.Bennis, değişen teknoloji karşısında çok fazla ilerleyemeyeceğini, M.Crozier de örgüt içi ilişkilerin iyice incelenmesi gerektiğini söyler.